İneklerde Metritis (Uterus Yangısı, Rahim İltihabı)

İneklerde Metritis (Uterus Yangısı, Rahim İltihabı)

İneklerde metritis uterus yangıları için kullanılan genel bir terimdir. Uterusun iç duvarının yangısına endometritis, uterusun kas yapısını da içine alan yangıya Metritis adı verilir. Serviks uterinin kapalı olduğu, anöstrus (kızgınlık göstermeme) ve rahim içinin irinle dolması ile karakterize olan şiddetli metritis durumlarına ise Pyometra adı verilmektedir.

İneklerde metritis ve pyometra genellikle doğum sonrası oluşan problemlerdir. Uterusun kontraksiyonlarını azaltan, uterus involusyonunu (rahimin doğumdan sonra kendini toparlamasını) geciktiren her türlü sebep METRİTİS sebebi olarak karşımıza çıkar. Bunlar uterusu strese sokan, çoğunlukla önlenebilmesi mümkün olan sebeplerdir.

İneklerde Metritis Sebepleri Nelerdir?

Metritis nedenlerinin başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz.

1-İkizlik

2-Enfeksiyonlar
-IBR, BVD
-Ureaplasma, Mycoplasma, Haemophilus (Histophilus) enfeksiyonları,
-Arcanobacterium pyogenes (Corynebacterium pyogenes = Actinomyces pyogenes = Trueperella pyogenes)
-Streptococlar, Staphylococlar
-E.coli enfeksiyonları
-Brucellosis, Camphylobacteriosis
-Leptospirosis, trichomoniasis, clostridiumlar

3-Doğuma müdahalede lüzumsuz, kaba ve pis davranışlar

4-Her türlü stres, Kötü doğum boksu, Sıcaklık stresi

5-Fosfor ve A vitamini noksanlığı

6-Selenyum ve E vitamini noksanlığı,

7-Sonun atılamaması

8-Anyon – katyon dengesizliği (süt humması veya gizli hipokalsemi)

9-Besleme dengesizlikleri (Enerji noksanlığı, aşırı şişman inekleri

10-Güç doğum

Metritis

METRİTİS; döl tutmamanın, ineklerin sürüden çıkmasının en önemli sebeplerinin başında gelir. ABD’de yapılan çalışmalarda ineğin boş kalma süresinin % 11 oranında uzamasına, sperma ziyanına ve % 28 daha fazla sperm harcanmasına sebep olduğu ortaya konulmuştur. Septik metritis nedeniyle bazen ölüme kadar varan problemlerle karşılaşılabilir.

Metritislerde Arcanobacterium pyogenes ( Actinomyces pyogenes = Trueperella pyogenes) en çok izole edilen mikroorganizmadır. Ancak bu mikroorganizma Fusobacterium necrophorum tarafından desteklenir ve sinerjik (birbirini destekleyen) bir çalışma gösterirler. Fusobacterium necrophorum’un leukositleri öldürücü etkisi Arcanobacterium pyogenes’in dokulara girişini sağlar, Arcanobacterium pyogenes ise Fusobacterium necrophorum’un üremesini arttırıcı, onu güçlendirici bir etki yapar. Doğum sonrası yapılan çalışmalarda ineklerin bu stres ile immun fonksiyonlarının zayıfladığı, kandaki selenyum, E vitamini ve A vitamini seviyelerinin düştüğü tespit edilmiştir. İmmun fonksiyonların azalması ineklerde metritis oluşumuna zemin hazırlar.

Doğuma müdahalede ellerin pis olması, gereksiz müdahale etme, ineklere yeterli ıkınma ve doğurma süresinin verilmemesi, doğum boksunun ıslak, dar ve pis olması metritise sebep olur. Müdahale esnasında çoğunlukla mikroorganizmalar rahim içine bulaşarak metritisin oluşumunu başlatırlar. Rahimi hırpalayan, leukositlerin bakterileri yok etme yeteneklerini engelleyen her şeyden sakınmak gerekir. Güç doğum, ikizlik gibi uterusu yoran etmenlerin yanı sıra, sonun atılamaması ya da buna müdahale ederken irritan antiseptikler kullanılması veya antibiyotik içeren bolusların gereğinden fazla sayıda uterusa bırakılması yine metritise sebep olabilir. Yavru atmalar ve yavru atmaya sebep olan her türlü enfeksiyöz veya enfeksiyöz olmayan etken metritise yol açar.

Kalsiyum’un vücuttaki önemi bilinmektedir. Ancak; özellikle üç organ, rahim, işkembe (rumen) ve abomasum, fonksiyonları bakımından kalsiyum’la yakından bağlantılıdır. Hipokalsemi veya subklinik hipokalsemi vakalarında rahim kasılmaları azalacağından doğum sonrası temizlenme ve envolüsyon gecikir. Bu suretle hipokalsemik ineklerin metritise yatkınlığı artar.

Metritis’in teşhisi ultrasonla veya rektal muayeneyle kolayca yapılır. Aslında bu muayenelere bile gerek kalmadan, döl yolundan gelen kötü kokulu ve renkli akıntı ile teşhis konulmuş olur. Pyometra’nın teşhisi daha zor olabilir. Pyometra anöstrus ve uterus dolgunluğu ile gebeliği taklit eden bir durum oluşturur. Ayrıca rahimden akıntı gelmediği için dış bakıda şüphe uyandırmaz.

METRİTİS’ten Korunma ve Tedavi

Her konuda olduğu gibi , Koruma Esastır. Metritis korunulabilecek ve tedavi edilebilecek bir problemdir. Uterusu koruyan en önemli olay ÖSTRUS siklusu, yani kızgınlık göstermedir. Östrus siklusunda uterusun tonusu artar, uterusa kan hücumu olur ve mucus çoğalır. Böylece uterus kendi kendini temizler. Yine vücutta salgılanan östrojenin uterus üzerinde koruyucu ve sağıtıcı özelliği vardır. Doğumdan sonra normal süresinde envolüsyon oluştuğunda uterus yangısı ihtimali azalır. Envolüsyon 26-56 gün arasında gerçekleşmekle birlikte bu zaman ortalama 42-47 gün arasıdır.

Uterusun kontraksiyonların arttırıcı tedaviler daima yararlıdır. Oksitosin ve prostaglandin F2 (alfa) uygulamaları metritis’te tedavinin anahtarıdır. Pyometra tedavisinde Luteolitik etki olmaksızın tedavi söz konusu olmayacağından, zaten prostaglandin F2 (alfa) kesinlikle tedavide kullanılacaktır. Septik metritislerde sistemik antibiyotik ve damar içi sıvı tedavisi uygulanmalıdır.

Uterus içerisine antibiyotik verilmesi konusu çeşitli literatürlerde karışık fikirlere sebep olmaktadır. Bazı uzmanlar rahim içindeki kötü kokulu içeriğin antibiyotiklerin etkisini yok edeceğini savunmaktadırlar.

İneklerde Metritis Enfeksiyonundan Korunma Yolları

1-Aşıların belli bir takvime uyularak, sırasıyla yapılması gerekir (IBR-BVDLeptospirosis v.b).

2-Doğuma müdahalede acele edilmemeli, eğer müdahale gerekliyse temizlik kurallarına uyulmalıdır. Doğum öncesi ıkınma ve doğum esnasında yavrunun çıkması için ineğe bir zaman tanınmalıdır. Doğum boksu 3,5 * 3,5 m ebatlarından daha dar olmamalı, hatta mümkünse daha geniş olmalıdır. Doğum yeri ayrı, bol altlıklı ve kuru olmalıdır.

3-Doğum sonrası izleme programı uygulanmalı, her gün ateş alınmalı, vücut ısısı yükselmişse antibiyotik ve antiinflamatuvar ilaçlar verilmelidir. Doğum yapan inek ayrıca gözle dikkatli bir şekilde izlenmelidir.

4-Doğum sonrası yaşlı ineklere ağızdan kalsiyum takviyesi ile birlikte, enerjiye çevrilebilen katkılar veya hazır şekerler verilmelidir.

5-Koruyucu olarak doğumu takiben ve 28. günlerde prostaglandin F2 (alfa) enjeksiyonu yararlı olur. Bazı uzmanlar bu enjeksiyonun 40. gün tekrar yapılmasını önermektedirler.

6-Çiftlikteki sevk ve idareye dikkat edilmelidir. İneklerin temiz ve kuru mekanlarda bulunmasına özen gösterilmelidir.

7-Geçiş dönemi yemlemesi çok önemli bir konudur. Doğum sonrası aşırı canlı ağırlık kaybına yol açan besleme rejimleri metabolik hastalıklara ve metritise yol açar. Enerji dengesi bozuk ineklerin metritise daha yatkın oldukları bilinmektedir. Zaten ketosis ile metritis çoğunlukla bir arada görülürler.

8-Özellikle düveleri tohumlarken güç doğum oranı düşük boğa spermalarını tercih etmek en başta düşünülecek koruyucu hekimlik ilkesidir.

9-Vücut kondüsyon skoruna mutlaka dikkat edilmeli, gebeliğin sonuna doğru inekler aşırı şişmanlatılmamalıdır.

10-Barınak yapıları olarak ineklerde ısı stresi yaratabilecek ortamlardan kaçınılmalı, böyle barınaklarda gerekli önlemler alınmalıdır.

11-Doğuma en az bir ay kala ineğin yemine Selenyum ve E vitamini içeren yem katkı maddeleri katılmalıdır.

12-Çiftlikte çok dikkatli bir şekilde kayıt tutulmalıdır. Doğum müdahale ile gerçekleştiyse, son atılamadıysa mutlaka not alınmalıdır. Ayrıca bir yılda müdahale ile gerçekleşen doğumların sayısı, bir yılda oluşan son atılmaması vakaları istatistiksel olarak değerlendirilmelidir.

Exit mobile version