ineklerde Hepatik Lipidozisin tanısı, yağlı karaciğer sendromlu ineklerde şiddeti zayıflama ve sindirim sistemi fonksiyonlarında azalma dikkati çeker. Klinik olarak karaciğerin perküsyon alanı genişler. Ciddi olgularda ineklerde kas titremeleri başlar ve inek bir süre sonra ayağa kalkamaz ve baş karın üzerinde yana doğru bükülmüş şekildedir (hipokalsemidekine benzer görüntü).
Hepatik lipidozis tanısı için anamnez, klinik bulgular, karaciğerin ultrasonografik muayenesi, karaciğer biyopsisi ve biyokimyasal parametreler değerlendirilebilinir.
Yağlı karaciğer sendromunun karaciğer biyopsisi invaziv bir teknik olmakla birlikte birlikte kesin tanı için en önemli yöntemdir. Son yıllarda tanı için ultrasonografik yöntem de kullanılmaktadır. Hepatik lipidozisli ineklerin karaciğerinin ultrasonografik görüntüsünde karaciğerin ekojenitesinde artış görülmektedir.
Yağlı karaciğer sendromu ’nun tanısı için karaciğer trigliserit içeriğinin ortaya konması gerekmektedir. Bu amaçla da postpartum 8-14. günler arasında karaciğerden biyopsi örneği alınmalı ve örnek mikroskobik olarak incelenmelidir. Mikroskobik muayenede hepatositlerin lipidlerce işgal edilmiş olması en tipik bulgudur ve hepatositlerdeki lipid yoğunluğuna göre olgunun ciddiyeti hakkında fikir sahibi olmak mümkündür. Normal, hafif, orta ve şiddetli yağlı karaciğer sendromlu ineklerde karaciğer TAG yüzdesi sırasıyla <1,0; 1,0-5,0; 5,0-10,0 ve >10,0’dür
Hepatik lipidozis tanısı için trigliserit, triasilgliserol ve glikojen konsantrasyonu ölçümünden de yararlanılmaktadır. Hepatik lipidozisli ineklerde TAG ile birlikte glikojen düzeyinde de artış olmaktadır. Normalde erken postpartum dönemde TAG ile glikojen düzeyi ters ilişkilidir. O nedenle hepatik lipidozis’in tanısında tek başına TAG ölçümü yerine TAG glikojen oranının değerlendirilmesinin diagnostik önemi daha fazladır.
Bazı metabolik ve endokrin parametreler hepatik lipidozis derecesiyle doğru orantılı olduğundan, bu parameterelere bakarak, Hepatik lipidozis tanısı konulabilir. NEFA, BHBA ve toplam bilirubin düzeyi hepatik lipidozis derecesiyle pozitif: glikoz, insülin, IGF-I ve tiroid hormon konsantrasyonu ile negatif korelasyon göstermektedir.
Hepatik lipidozisli ineklerin tanısı amacıyla kullanılan başlıca parametreler glikoz, NEFA ve BHBA, trigliseridler, karaciğer enzimleri, toplam bilirubin, toplam protein, albümin ve üre, bazı hormonlar ve akut faz proteinlerinin düzeyidir.
Ruminantların barsaklarından çok az miktarda glikoz emilir iken ön mide bölümünden önemli miktarda glikoza dönüştürülen başlıca asetat, propiyonik ve bütirik asit gibi uçucu yağ asitleri emilir. Ruminantlarda glikoz karaciğerdeki glikoneogenezis sonucu sentezlenir. Oysa hepatik lipidozisli ineklerde karaciğerin glikoneogenezis kapasitesi azalır ve sonucunda kan glikoz düzeyi düşer. Bu nedenle glikozun serum düzeyi hepatik fonksiyonu göstermek için iyi bir göstergedir ve serum glikoz düzeyinde azalma karaciğerde aşırı yağ mobilizasyonunun ve karaciğerde yağ birikmesinin bir yansımasıdır. Postpartum dönemde glikoz konsantrasyonu 2.2 mmol/L’den düşük olması, karaciğer bozukluğunun göstergesidir.
İneklerde serum trigliserit konsantrasyonu ölçümü lipolizis için iyi bir indikatör değildir. Karaciğerde aşırı miktarda yağ biriktiği durumlarda bile trigliserit düzeyi 0.1 mmol/L’den az olmaktadır.
Prepartum ve postpartum ilk bir hafta içinde NEFA düzeyi adipoz doku lipolizisi için iyi bir göstergedir ve negatif enerji dengesine yanıt olarak konsantrasyonu artmaktadır. Postpartum birinci haftadan sonra NEFA düzeyi 0.7 mM’dan fazla ise bu durum negatif enerji dengesinin oluştuğunu göstermektedir. Postpartum ikinci haftadan sonra ise beta-hidroksibutirik asit düzeyinin ölçümü, negatif enerji dengesinin göstergesi olarak kullanılmaktadır, BHBA düzeyi 1.2 mm’den yüksek olması hepatik lipidozise bağlı subklinik ketozis olarak kabul edilmektedir. Postpartum dönemde negatif enerji dengesi için BHBA düzeyinin belirlenmesi NEFA’ya göre daha iyi bir indikatördür.
Trigliserit düzeyinin ölçülmesi lipolizis için iyi bir gösterge değildir. Karaciğerde yağ toplanmasına rağmen birçok olguda trigliserit düzeyi 0.1 mmol/L’den azdır.
Karaciğerde aşırı miktarda yağ asiti biriktiği ve karaciğer lezyonlarında karaciğer enzimlerinin (AST, GGT ve GLDH) düzeyi artmaktadır. Hepatik lezyonların belirlenmesinde serum AST düzeyi GGT’den daha iyi bir göstergedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda ornitin karbomiltransferaz’ın karaciğerde yağ birikme derecesiyle paralel seyrettiği, o nedenle bu enzimin düzeyine bakılarak hafif, orta ve ciddi dereceli hepatik lipidozisin birbirinden ayrımının yapılabileceği belirtilmektedir.
Toplam bilirubin düzeyinin ölçümü de hepatik lipidozis için iyi bir indikatördür. Bilirubin düzeyi karaciğerde yağ birikme derecesine paralel artmaktadır, o nedenle hepatik lipidozisin derecesinin belirlenmesinde, serum birubin düzeyi ölçümlerinden yararlanılmaktadır.
Serum toplam protein, albümin ve üre düzeyi karaciğerde yağ birikmesinin bir göstergesi olabilir.
Lipid metabolizması sonrası bazı hormonların konsantrasyonu değişir. Bu nedenle bu hormonların düzeyi ölçmek, hepatik lipidozisi göstermek için kullanılabilinir. Hepatik lipidozis geliştiğinde belirgin olarak insülin, IGF-I ve tiroid hormonu konsantrasyonu düşer.
İneklerde Hepatik Lipidozisin Tanısı Biyokimyasal Parametreler
Referans Değerler | Parametreler Kuru Dönem | Parametreler Erken Laktasyon Dönemi |
Glikoz (mmol/L) | 2.60-4.07 | 2. 31-4.07 |
BHBA (mmol/L) | <0.60 | <1.00 |
NEFA (mmol/L) | <0.40 | <0.70 |
Trigliseritler (mmol/L) | 0.17-0.50 | 0.17-0.50 |
AST (IU/L) | 24.8439.96 | 45.30-74.28 |
GGT (IU/L) | 4.9-23.65 | 4.9-25.7 |
GLDH (IU/L) | <0.30 | <0.30 |
Toplam bilirubin (nmol/L) | <8.55 | <8.55 |
Toplam protein (g/L) | 69.00-85.00 | 73.00-89.00 |
Albumin (g/L) | 34.06-42.00 | 35.00-45.00 |
Üre (g/L) | 1.90-7.80 | 2.78-8.78 |
Prof.Dr. Ayhan BAŞTAN
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi