Sodyum Bozuklukları
Sodyum, hücre zarlarını hemen geçmeyen ve yoğunluk gradyanının üstünde etki yapabilen hücre dışı bir katyondur. Suyun hareketi de sodyumun yoğunluğuna bağlı olarak ozmoz ile yer değiştirmektedir. Suyun hareketi; sodyumun yoğunluğunun düşük olduğu taraftan, yüksek sodyum yoğunluğunun olduğu tarafa doğrudur.
Sodyum bozuklukları ile ilgili çeşitli bozukluklarda, hipernatremi ve hiponatremi yaygın olarak görülmektedir.
Hiponatremi
Doğal normal kabul görülen referans değerin altındaki 140mEq/L’den düşük olan serumdaki sodyum yoğunluğuna denir.
Sodyumun hayvanlardaki normal değerleri;
- Kedilerde: 145-157 mmol/l
- Köpeklerde:140-150 mmol/l
- Atlarda: 132-146 mmol/l
- Sığırda: 132-152 mmol/l
- Koyunda: 136-154 mmol/l
Sodyum başlıca olarak ekstrasellüler sıvıda bulunur ve büyük miktarda ekstrasellüler sıvının hacmi ve osmotik basıncını belirler. Vücuttaki sodyum miktarı su miktarıyla birlikte böbrekler tarafından düzenlenir.
Sodyum azalmasının yani hiponatreminin sebepleri
-Sodyum kaybı, Addison hastalığı, Aşırı hidrasyon.
-Konjestif kalp yetmezliği, Plöral efüzyon, Neoplazi.
-Akciğer lobu torsiyonu, Plöral bölgede kilus sıvısının birikmesi.
-Yanık hasarı, Hipoadrenokortisizm, Psödohipoadrenokortisizm.
-Kamçılı kurt (Trichuris spp.) enfestasyonu, Gebelik (Greyhound ırklarında ), Diüretik uygulanması.
-SIADH, hipotalamik tümör, dirofilariazis, karsinoma.
-Psikojenik polidipsi, Diabetes mellitus, Gastrointestinal kayıp.
-Kusma, ishal.
sayılabilir.
Konjestif kalp yetmezliği olan hayvanlarda; renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin aktifleşmesi ile sodyumdan daha fazla su aşırı tutulur. Su tutulması nedeniyle serum sodyumu seyreltilir. Hiponatreminin bir başka nedeni ise aldosteronun yetersizliğine bağlı olarak sodyumun böbreklerden kaybıdır. Aldosteronun yetersiz olduğu hipoadrenokortisizmli hayvanlarda sodyum ve su, böbrek toplama tübülleri tarafından tekrar emilmez ve hayvan hiponatremik hale gelebilir.
Diabetes mellitus etkisiyle glikoz etkili bir ozmol görevi görür ve suyun intertisyel alandan Dİ alana hareketine neden olur ve mevcut sodyumu seyreltme görevi görür. Genel olarak normalin üzerinde kan glikozunda her 100 mg/dL yani 5.55 mmol/L artış için serum sodyumu 1.6 mEq/L ‘ye kadar azalır. Diabetes mellituslu hiperozmolar, hiperglisemik hayvanlarda bu etki şiddetli olur.
Hayvanlar ayrıca kusma ve ishal, plöra veya peritonda sıvı birikimi ile sıvıların üçüncü aralığı, şiddetli yanık yaralanmaları, karaciğer yetmezliği, nefritik sendrom ve psikojenik polidipsiye bağlı olarak hiponatremik hale gelir. Hiponatremi şiddetli olmadıkça (<120 mEq/L) ve 24-48 saatten daha az süre içerisinde çok akut olarak gelişmedikçe hiponatreminin klinik belirtileri genelde belirsiz seyreder. Serumdaki sodyum miktarının hızlı ve şiddetli bir halde azalması hücre içinin hücre dışına göre hiperozmolar olmasına neden olur. Ortamın normal hale dönmesini sağlamak için sıvı (su); sodyum yoğunluğunun düşük olduğu alandan yüksek olduğu alana doğru hareket eder. Bu sebeple doğal bir şekilde su hücrelerin içerisine girer ve hücre ödemi şekillenir. Bu durum özellikle beyin gibi sinirsel dokularda önemlidir, bu bölgelere suyun girişi beyin ödemine yol açar. Beyin ödeminin klinik bulguları ataksi, depresyon, halsizlik, başını dayama, nöbetler ve komadır.
Klinik hiponatreminin tedavisinde eğer mümkünse öncelikli olan nedeni tedavi etmek amaçlanır. Örneğin ketoasidoz gelişmeyen ve hiperozmolar diabetes mellitusun tedavisi ve dışarıdan insülin uygulanmasıyla serum glikoz yoğunluğunda azalma, kontrol altına alınınca serum sodyum yoğunluğunun normale dönmesi ile sonuçlanır. Plörada kilüs yani lenf ve emülsifiye yağdan oluşan sütümsü sıvı birikmesi, peritonda yangı veya neoplazi gibi karın ve göğüs boşluğuna sıvı birikiminin primer nedeninin ya da yanık yaralanması ile sodyum kaybının tedavisi, efüzyon artık birikmediği ve yaralar iyileştiğinde serum sodyum yoğunluğunun normal düzeylere ulaşması ile sonuçlanır. Şiddetli hiponatremide , özellikle serum sodyum yoğunluğu 120 mEq/L’nin altında olan hayvanlarda özellikle ilk 24-48 saat saat boyunca sodyumun 1 mEq/L/saat düzeyinden daha fazla artmasını önlemek için serum sodyum düzeyine çok dikkat edilmelidir. Sinir dokuda hücre büzülmesi, merkezi pontin miyelinolizis olarak bilinir. Klinik bulguları ise genellikle tedaviden birkaç gün sonra ortaya çıkar ve başın bir yere yaslanması, ataksi, vokalizasyon, halsizlik, depresyon, nöbet, koma ya da ölüm ile sonuçlanır.
Hipernatremi
Serum sodyum değerlerinin normal referans aralıklarından daha yüksek olması olarak tanımlanır. Küçük hayvanlarda hipernatremi için en yaygın mekanizma, serbest su kaybı olarak da bilinen tuzdan daha fazla suyun kaybedilmesidir. Az rastlanmakla beraber hipernatremi fazla sodyum alımıyla ilgilidir. Bu duruma hayvanlarda kurutulmuş sığır eti yenmesi, ev yapımı oyun hamuru yenmesi, deniz suyu içilmesi ya da sodyum bikarbonat veya sodyum fosfat lavmanı gibi sodyum içeren bileşiklerin iatrojenik uygulanmasına bağlı olarak oluşur. Aynı hiponatremi de olduğu gibi, hipernatremiyle ilgili klinik bulgular da hipernatremi şiddetleninceye kadar ve serum sodyumu 180 mEq/L’yi geçene kadar pek belirgin değildir.Sinir dokusu hücre içindeki hacimde meydana gelen değişikliklere karşı çok duyarlıdır ve serumdaki sodyum çok hızlı değiştikçe sinir doku istenilmeyen şekilde tepki oluşturur.
Hipernatreminin nedenleri
-Diabetes insipitus, yangı, kistler.
-Piyometra,
-Karaciğer hastalıkları,
-Hiperadrenokortisizm,
-Hipertiroidizm.
-Ozmotik ishal,
-Yetersiz su alımı,
-Sıcak çarpması,
-Kusma
İatrojeneik nedenler ise;
-Sodyum bikarbonat,
-Sodyum içeren lavmanlar,
-Kusmayı uyarmak için sofra tuzu,
-Shnauzer ırkı köpeklerin primer düşük su alımı
Sayılabilir.
Şiddetli akut hipernatremideki klinik bulgular, hiponatremideki bulgulara benzerdir ve ataksi, depresyon, halsizlik, uyuşukluk, koma, nöbetler ve çok şiddetli olaylarda ölüm şekillenir. Hipernatreminin tedavisinde amaç ilk olarak eğer ishal varsa tedavi edilmesidir, buna ek olarak serbest su açığını yerine koymaktır.
Hipernatremiyi tedavi etmek için serbest su eksikliği aşağıda verilen formül ile hesaplanır:
Serbest su eksikliği= (mevcut Na)/( Normal Na)*(0.6*kg vücut aralığı)
Sodyum bozuklukları olarak ideal yöntem serumdaki sodyum yoğunluğunun saatte 0.5 mEq/L’ den daha fazla arttırılmaması veya azaltılmaması gerektiğidir. Birçok durumda serum sodyum yoğunluğunu düşürmek için dekstrozlu su uygulanır. Fakat şiddetli hipernatremi durumlarında %0.9’luk sodyum klorür hastanın serumuna göre daha az (154 mEq/L) sodyum içerir ve tolere edildiği kadar kademeli bir şekilde azalma sağlamak için kullanılabilir.
Kaynaklar: