Gıdalarımız ve İnsan Sağlığı, ‘’Yenilebilir, beslenmeye elverişli her türlü madde, azık, gıda; Yaşamak, varlığını sürdürmek için gerekli şey’’ olarak tanımlanır. (TDK)
Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) nun , Dünyada gıda ve beslenme durumu 2019 raporunda dünyada ki her dokuz kişiden birisi aç. Bu verilerle dünya nüfusunun % 17,2 si, diğer bir tanımlamayla 1,3 milyar insanın besleyici ve yeterli gıdaya düzenli erişemedikleri görülmektedir.
Ülkemiz de ise Türk-İş’ in haziran 2020 yılında yayımlamış olduğu raporunda Açlık sınırının 2431 TL ve yoksulluk sınırının da 7918 TL olarak hesaplanmıştır. Asgari ücretin 2200 TL olduğu ve çalışanların % 50 sinin asgari ücretten maaş alıyor olması beslenmemiz hakkında bize durumu anlatmaya yetmektedir.
2019 yılının ilk on bir ayındaki rakamlar itibarıyla gıda dış satışımız 16,21 milyar dolar, gıda dış alımımızda 11,51 milyar dolardır. Gıda ihraç eden bir ülke olarak görünmemize rağmen başta buğday, un, canlı hayvan, et ve hayvan yemi dış alımlarımız ile bu fazlalıkta kapanma yönündedir.
Biz Veteriner Hekimlerin görev ve sorumluluk olarak kabul ettiğimiz ‘’Gıda Güvenliği’’ Çiftlikten Çatala kadar sloganıyla her türlü hayvansal gıdaların topluma ulaştırılmasında ve ikiyüzün üzerinde ‘’zoonoz’’ un hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların mücadelesini ‘’gıda demek sağlık demektir’’ anlayışıyla mücadele etmekteyiz.
İnsan sağlığı açısından gıda hileleri, genetiği değiştirilmiş organizmalar, zoonotik hastalıklar, hayvan sağlığında kullanılan ilaçlar, hayvan yemlerine geçen pestisitler insanlarda ciddi sağlık problemleri yaşatabilmektedir. Sadece zoonotik hastalıklarda oran %60 üzeridir.
Ülkemizde GDO ürünlerinin üretimi yasak, dışalımı ise yem amaçlı olarak serbest bırakılmıştır. Gıdalarımız da kullanılması yasak olan bu ürünler ne yazık ki pirinç, ekmek ve bebek mamalarında bulunduğu tespit edilmiş ve skandal olarak nitelendirilmiştir.
Oysa tarım bakanı sayın Eker 2010 tarihli gazetelerde GDO lu ürünlerin yenemeyeceğini açıkça belirtiyordu.
GDO ların yumurta, et ve süte geçip geçmediği tartışılmakta olup, bağımsız araştırmacılar ise insan sağlığına olumsuz etkisinin olduğu yönünde görüş bildirmektedirler.
Ovalarımız da termik santrallere değil gıdaya ihtiyacımız var
‘’Tarım, tarım bakanlığının ellerine bırakılmayacak kadar önemlidir, petrolü kontrol edersen ülkeleri, gıdayı kontrol edersen insanları kontrol edersin’’ Bu söz ABD eski dışişleri bakanı H. Kissenger ’e aittir.
Tarım ve hayvancılıkta sorunları çözmeden gıda sorununu çözmek olası değildir.
Sorunların çözümü ve gıda fiyatlarının düşürülmesinde;
- Üretim planlaması,
- Üretimde girdi maliyetlerinin düşürülmesi,
- Desteklerin yeterliliği ve etkin kullanımı,
- Kooperatifleşme,
Yararlı olup etkin bir rol oynar.
Gıdalarımız ve İnsan Sağlığı Günümüz
Bugün hayvancılık ve hayvansal gıdalarda yaşadığımız sorunların başında bağımsız bir Veteriner Teşkilatının olmayışıdır. Tarım ve Orman il müdürlüklerinde dahi yeterince temsil edilemeyen veteriner hekimler kısa adlarıyla hayvan sağlığı, gıda kontrol ve su ürünleri şubelerinde mutlaka yönetim olarak görev almalıdırlar. En az bu beklenti içinde iken gıda kontrol şubeden meslektaşımızın uzaklaştırılmasına bir anlamı olmadığı gibi neye hizmet edildiği de anlaşılmamıştır.
Unutulmamalı ki yeterli miktarda hayvansal gıda alan insanlar, bitkisel gıda tüketenlere oranla daha zekidir.
Bu günlerde yeni gıda mevzuatı hazırlanmasında ki temel amaç gıda güvenliği sağlanarak hijyenik ve ekonomik açıdan tüketicinin korunması olmalıdır. Bilim insanlarının susturulması değil .
Ülkemiz sahip olduğu tarım ve hayvan potansiyeli ve biyoçeşitliliği ile dünyada açlık ve yoksulluk sorunu yaşayacak en son ülkedir.