Çevre Kirliliği, Çevre; insan veya başka bir canlının yaşamı boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Hava, su ve toprak bu çevrenin fiziksel unsurlarını, insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise biyolojik unsurlarını teşkil etmektedir.
İnsanlık tarihi boyunca çevre ve insan arasında ilişki var olmasına rağmen insan faaliyetleri 20. Yüzyıl başlarına kadar çevreyi tahrip eder bir seviyeye ulaşmamıştı. Değişen zamana paralel olarak gelişen dünyada, plansız kentleşme, endüstrileşme, hızlı nüfus artışı ve doğal kaynakların azalması gibi nedenlerle oluşan çevre kirliliği, dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri konumuna gelmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu ’nun 2. maddesinin c bendine göre çevre kirliliği: “İnsanların her türlü faaliyetleri sonucu havada, suda ve toprakta meydana gelen olumsuz gelişmelerle ekolojik dengenin bozulması ve aynı faaliyetler sonucu ortaya çıkan koku, gürültü ve atıkların çevrede meydana getirdiği arzu edilmeyen sonuçlardır.” denilmektedir. Çevre hakkı en temel insan haklarından biridir. Bu nedenle çevrenin korunmasına yönelik yapılacak her faaliyet, atılacak her adım insanlık için yapılmış olacaktır. Sağlıklı bir toplum oluşturulmasının ancak çevre sorunlarının çözülmesiyle mümkün olacağı, bugün dünyada kabul görmüş bir gerçektir. Sanayi Devrimi ile dünyada baş gösteren ve esas itibariyle hava, su, toprak ile gürültü ve ışık olmak üzere dört grupta incelenmekte olan çevre Kirliliğinin nedenleri gözükmektedir.
Çevre Kirliliği Nedenleri
- Ormanların tahribi, yangınlar ve erozyon
- Göçler ve düzensiz kentleşme
- Arazilerin yanlış kullanımı (Ranta dayalı imar uygulamaları)
- Kişi başına doğal kaynak tüketim miktarındaki artış(enerji, su, kağıt, kömür vb.)
- Kentsel ve Endüstriyel atık suların arıtılmadan alıcı ortamlara verilmesi
- Kanalizasyon sularının arıtılmaksızın alıcı ortamlara verilmesi ve sulamada kullanılması
- Sulak alanların ve göllerin kurutulması
- Gübre ve zirai mücadele ilaçları
- Atmosferik olaylar ve doğal afetler
- Maden, kireç, taş ve kum ocakları sayılabilir.
Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre her yıl 1,7 milyon insan sağlıksız çevre koşulları sebebiyle kansere yakalanırken, 12,6 milyon insan ise çevre kirliliğine bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor. Birleşmiş milletlerin yaptığı nüfus tahminine göre, Türkiye nüfusunun 2025 yılında 92 milyona yükselmesi beklenmektedir. Bu durum ülkemizin bugün olduğu kadar, gelecekte de çevre sorunları ile karşılaşacağının işaretidir.
Çevre Kirliliğini Nasıl Önleyebiliriz?
Çevre kirliliğini önlemek için neler yapabiliriz diye düşündüğümüz zaman hayatımızı kolaylaştıran teknolojik gelişmelere “dur” demek mümkün olmasa da bunların en azından çevreye olan zararlı etkilerini azaltmaya yönelik önlemler alabilir ve çocuklarımıza temiz bir çevre bırakmak için nelere dikkat ediyoruz sorusunu kendimize sorarak işe başlayabiliriz.
Kaynakça: