Buzağının akciğerine kaçan yavru suları çoğunlukla güç doğumlarda ortaya çıkan bu sorun buzağının kaybına yol açabilir. Yavru sularından amniyon sıvısı buzağının soluk almasıyla birlikte akciğere kaçabilir. Ardından sık ve yüzlek bir soluma ile karşılaşırız. İlk iş olarak burun içi ve çevresi yavru sularından temizlenmelidir.
Arka ayaklardan baş aşağı asmayı ABD’de artık uygulamıyorlar. Çünkü karın içi organların diyaframa ve akciğere basınç yapmasının zaten güç soluyan buzağı için zararlı olduğunu belirtiyorlar.
Göğüs üzerine yatırılan buzağının burun içindeki yavru sularını tıksırarak dışarı atmasını sağlamak üzere bir saman çöpü ile burnu gıdıklamayı öneriyorlar. Ayrıca “resuscitator” adı verilen bir pompa ile burun içini temizleyip buzağının solunumunu sağlamayı tavsiye ediyorlar.
Amniyon sıvısının solunmasından daha endişe verici bir durum ise meconium (mekonyum) ve amniyon sıvısının karışık olarak solunmasıdır. Bilindiği gibi; mekonyum rahim içindeyken buzağının bağırsaklarında biriken dışkıdır. Doğumdan sonra buzağının yaptığı ilk dışkı mekonyumdur. Doğum uzadığında, güç doğum söz konusu olup yavrunun dışarı çıkması geciktiğinde buzağı dışkısını içeriye bırakır. Buzağıyı “sarıya boyanmış” bir halde görürüz. Bu bize mekonyumla karışık amniyon sıvısı olduğunu gösterir. Bu sıvının solunması tehlikelidir. O yüzden sarıya boyanmış yavrulara daha fazla dikkat etmek, özen göstermek gerekir. Mekonyumun içerisinde katı maddeler, karaciğer ve safra enzimleri vardır. Bu enzimlerden biri de proteolitik (proteinleri parçalayan) bir enzim olan fosfolipazdır.
Adı geçen sindirim sistemi enzimleri eğer buzağı tarafından solunur ve akciğere kaçarsa tehlikeli bir durum ortaya çıkar. Çünkü sindirim sistemi enzimlerinin solunum yolundaki etkisi akciğerlerde hücre yıkımlanmasına yol açar. Akciğerler yangılanır, şişer (pulmoner ödem). Karından soluma (karnını dövme), durgunluk ve hareketsizlik gözlenir. Katı maddelerin de akciğere kaçmasıyla buzağıda hipoksi (oksijen yetmezliği) oluşur. Ölüm sebebi bu oksijen yetmezliği (neonatal hipoksi) ‘dir.
Akciğerine mekonyumla karışık yavru suları kaçan buzağılar yaşasalar bile cılız, kavruk kalarak başka sebeplerden hasta olabilirler. Derhal solunum sağlanmalı, eğer varsa solunum pompası (resuscitator) kullanılmalıdır. Durum acil olduğundan kortizonlu ilaç kullanmak suretiyle ilk müdahale yapılabilir. N.Asetilsistein içeren ilaçlar uygulanabilir. İnsan hekimliğinde bulunan bu ilaçlar böyle durumlarda acilen kullanılırsa yararlı olur.
Tıbbi olarak aspirasyon pneumonisi adı verilen bu akciğer yangısı temel olarak kimyasal etmenlerden dolayı ortaya çıkar. Fakat sonradan bulaşabilecek mikroorganizmalar (sekonder enfeksiyon) için antibiyotik de kullanmak gerekir. Tedavi olanakları gayet kısıtlıdır. O yüzden koruyucu hekimlik önerilerine uymak, böyle bir sorun olmaması için baştan önlem almak şarttır.
Buzağının Akciğerine Kaçan Yavru Suları Engellemek İçin Koruyucu Hekimlik
Asıl sebebin güç doğum olduğunu bildiğimizden güç doğumu önlememiz gerekir. Öngörülemeyen sorunlar da ortaya çıkabilir. Ancak öngörülebilecek olanları baştan düşünmek ve tedbir almak başlıca koruyucu hekimlik uygulamasıdır.
Güç doğum en çok düvelerde, genellikle de holstein ırkı düvelerde görülür. Düveler tohumlanırken doğum kolaylığı belirlenmiş olan boğaların spermaları kullanılmalıdır. Tabii ki bu özellik doğal aşım için kullanılan boğalarda yoktur. Komşunun danası ya da çiftlikteki bir dana dölleme için kullanılmamalıdır.
Düvelerin ve ineklerin şişmanlatılmaması gerekir. Dikkat edilmesi şart olan bir durumdur. İneklerde kuru dönem ve geçiş dönemi beslemesine, bilinçli bir şekilde, özen gösterilmelidir.
Güç doğumun başka birtakım zararları da vardır. Rahim yırtılmaları, kanama, rahim boynu (cervix uteri) yırtıkları ve ileriki safhada rahim yangısı (metriris) güç doğumların komplikasyonu olarak karşımıza çıkabilir. Bu sorunlar ineğin erken yaşlarda mecburen sürüden çıkarılmasına yani kasaplık olmasına yol açabilir.
Test edilmiş boğaların spermaları kullanılmalı özellikle sağrı ve kalça yapısını düzelten boğa spermaları seçilmelidir.