Besicilikte Karlılık

Besicilikte Karlılık

Besicilikte Karlılık

Besicilikte karlılık, öncelikle besi ‘’genç erkek sığırların büyüme dönemlerinde uygun yemlerle en kısa sürede ekonomik canlı ağırlıklarına ulaştırılmaları’’ olarak tanımlanıyor.

Besicilikte karlılık, tüm ticari işlerde olduğu gibi, ucuza almak ve olabilecek en iyi fiyata satabilmek ile mümkündür. Özet olarak; ‘’alırken’’  kazanılır. Bu işin ticari yönü. Gelelim besiciliğin teknik kısmına.

İlk olarak hatırlamamız gereken şudur; ‘’kaybetmeyen kazanır’’. Eğer besiye başlarken, koyduğumuz dana sayısı kadar dana çıkarabiliyorsak, o zaman kârlılık için ilk adımı atmış oluruz. Besi süresi boyunca çeşitli sebeplerden dana kaybetmememiz gerekir.

Besiciliği canlı ağırlık artışı sağlayarak yaptığımıza göre; ağırlık kaybı yaşadığımız durumlarda besiciliğe iyi bir başlangıç yapamadığımızı söyleyebiliriz. Her iki kayıp da genellikle danaların besiye alındıkları günlerde ortaya çıkar. Öksürük olan, solunum yolu enfeksiyonu geçiren danalar kilo almak yerine kilo kaybederler. Bazılarını da bu dönemde kaybedebiliriz.

Diğer kazanç merkezi ise canlı ağırlık aldırmayı ‘’en az maliyet’’ ile yapabilmektedir. Besideki danaya en ucuza, en ekonomik şekilde kilo aldırabiliyorsak kazanç kapısı açılır. En çok ağırlığa ulaştırılan dana en kazançlı besiciliği yaptığımız anlamına gelmez. Bu durumda her 1 kg canlı ağırlık artışını en ekonomik şekilde sağlayacak olan besi yemi formülünün uygulanması besicilikte karlılık’’ getirecektir. Yukarıdaki tanımda olduğu gibi.

Besicilik süt sığırcılığından farklıdır. Kesinlikle ‘’her ikisi de sığır değil mi?’’ diye düşünmeyelim. Beklenen çok farklı. Hayvanlar çok farklı. Birinden süt, diğerinden et bekliyoruz. Süt beklediğimizden yavru da bekliyoruz. Üstelik süt sığırcılığında rahim, meme, doğum ve yavru ile ilgili sorunları da halletmek zorundayız.

Süt sığırcılığının‘’farzları’’  besicilik için geçerli değildir. Tanıma uygun besicilik yapmanın yolu ‘’en kısa sürede, en ekonomik ağırlık artışını’’ sağlamaktır.

İyi bir başlangıç için öncelikle ‘’besi başlatma’’  ya da ‘’besiye kabul’’  programı uygulamasının yapılması şarttır. Böylece işe besiciliğin temeli olan kilo aldırma yerine, kilo kaybederek başlamış olmayız. Diğer yandan yem paramızı antibiyotikler için harcamaktan kurtuluruz.

Eğer besicilik devam etmekte olan bir işimiz ise bir önceki dönemde yaptığımız hataları tekrar etmeden işimizi sürdürmeliyiz. Einstein ne demiş? ‘’Aynı işleri aynı şekilde yaparak farklı sonuç beklemek deliliktir’’. Besicilikte kazanç elde etmemenin bir yolu da önceki dönemde yapılan hataların tekrarlanmamasıdır. Diğer kâr merkezleri, tabii ki besiye uygun danalar ile bu işi yapmaktır. Bu da etçi ırklar ve onların melezleriyle mümkün olur. Sonuçta bu ırkların ülke çapında artması kârlı besiciliğin ilk adımı olacaktır.

Özet olarak; uygun ırkları, uygun yemlerle ve koruyucu hekimlik ilkelerine uygun şekilde beslersek kârlı bir besicilik yapmış oluruz.

Exit mobile version