Antibiyotik Kullanımında Dikkat Edilecek Bazı Noktalar

Antibiyotik Kullanımında Dikkat Edilecek Bazı Noktalar

Antibiyotik kullanımında dikkat edilecek bazı noktalar;

Akut enfeksiyonlarda hızlı emilen ve kolay çözünen (solusyon) parenteral uygulanabilen bakterisit bir antibiyotikle tedaviye başlanmalıdır.

Anerob enfeksiyonlara (apse, kronik sinüzit, prulent metrit) aminoglikozitler ve veteriner sahada kullanılan florokinolonların etkinliği önemli ölçüde düşüktür.

Penisilin ve tetrasiklinlerin hematomda etkinliği azalır.

Bazı enfeksiyonlarda yükleme dozu (önerilen dozun ilk seferinde iki katında ve mümkün ise damar içi) uygulanabilir.

Antibiyotikler bakteri sporlarına etkisizdir.

Mide-barsak kanalında bulunan mineral maddeler tetrasiklin ve florokinolonların emilmesini azaltır.

Aminoglikozitler oral uygulama sonrasında sindirim kanalından çok az (%1-3) emilirler. Sistemik enfeksiyonların tedavisinde mutlaka parenteral enjekte edilmelidir.

Seröz zarları (göğüs ve karın boşluğu) penisilinler ve aminoglikozitler zor geçerken, tetrasiklinler, tetrasiklinler, florokinolonlar ve amfenikoller kolay geçer.

Amfenikoller, STK, florokinolonlar ve bir ölçüde de ampisilin plazmadakine yakın oranda göz sıvısına geçer.

Plasenta antibiyotikler için bariyer değildir ve annedekine yakın oranda yavru kanında da bulunurlar.

Amfenikoller, tetrasiklinler ve florokinolonlar kan-beyin engelini kolay aşarlar.

Makrolid ve linkozamidler parenteral uygulama sonrasında etkili yoğunluklarda süte geçerler.

Peritonit, apse, kronik plöra-pnömoni, kronik sinüzit, üregenital sistem hastalıklarında genellikle anerob bakterilerde ortamda bulunurlar. Bunların tedavisinde metronidazol, sefalosporinler, klindamisin, ampisilin + sulbaktam, amoksisilin + klavulanik asit, kloramfenikol veya trimetoprim + sülfametaksazol kullanılmalıdır.

Gebelerde betalaktamlar genellikle güvenle kullanılabilir.

Depo şeklinde hazırlanan yağda çözünmüş ya da esterleri yapılan antibiyotikler damar içi uygulanmazlar.

Yalnızca solusyon şeklinde hazırlanmış preparatlar damar içi uygulanmalıdır.

Safra kanalı enfeksiyonunda eritromisin, kloramfenikol, nafsilin ve amoksisilin gibi safra ile atılan ilaçlar tercih edilmelidir.

Septik şokta betalaktamlar ilk tercih edilen antibiyotiklerden değildir. Betalaktamların etkisi zamana bağlıdır. Bu grubun yerine hemen etkili olan florokinolonlar veya aminoglikozitler kullanılmalıdır.

Antibiyotik kullanırken sadece antibiyogram sonuçları değil, kullanılacak antibiyotiğin enfekte bölgeye ulaşıp/ulaşamadığı da dikkate alınmalıdır.

Florokinolonlar, amfenikoller, makrolidler ve tetrasiklinler hücre içine de girebilen antibiyotiklerdir. Bu sebep ile hücre içi enfeksiyonlarda tercih edilirler.

Özellikle protein ve nükleik asit sentezini engelleyerek etkiyen antibiyotikler, canlıda MİK (EKEY) değerlerinin altına inmesinden sonra da bir süre bakteriyostatik etkinliklerini devam ettirirler. Bu etkiye postantibiyotik etki adı verilir. Protein sentezini engelleyerek etkiyen antibiyotiklerde bu etki belirgindir.

Antibiyotik Kullanımında Dikkat Edilecek Bazı Noktalar Kaynakça: Veteriner İlaç (Ceva), Editör Prof. Dr. Enver Yazar, İstanbul 2009, Nobel, 41-42.

Exit mobile version