300 koyun? Nedir bu 300 koyun sabah akşam sürekli haberler de görüp duruyoruz. Her ne kadar TİGEM açıklamasında amacın koyun varlığını artırmak, kırsal meraların kullanımı artırmak ve koyunculuk yapan insanları sosyal güvenceye kavuşturmak olarak açıklasa da burada ki asıl amaç et üretimi artırmaktır.
Devletimiz Haklı
Devlet büyüklerimiz taşıma suyuyla değirmenin dönmeyeceğini biliyordu. Ama ne var ki et açığı o kadar fazla oldu ki mecbur olarak ihraç etmek durumunda kaldı. Hayvan yetiştiricileri buna karşı çıksa da bu kapanması gereken bir açıktı. Aslında bir nebze de olsa hep karşıyı eleştirmek yerine çuvaldızın iğnesini azıcık da kendimize batırmamız gerekiyor. Hayvan yetiştiricilerimiz et fiyatlarının çıkmasını fırsat bilip elindeki kesime gelen hayvanları piyasaya sürmedi özellikle büyük çiftlikler kısmen fırsatçılık yaptılar. Ama benim asıl dikkat çekmek istediğim konu dişi hayvanların kesimi. Devletimizin bu açığı çok önceleri gördü ve sürekli olarak dişi hayvanın kesilmemesi için diretti hatta son yıllarda yasakladı bu hayvan sayısının azalmasına ve et ihtiyacının fazlalaşmasına yol açtı. Demem o ki bu et ithalatı mecbur duruma geldi ve yapılıyor. Bu konuda devletimize kızma hakkımız yok diye düşünüyorum.
300 koyun meselesi ise bize ilerleyen yıllarda çözüm olacak bir projedir. En kısa zamanda etin tüketime geçecek et koyun etidir. 5 aylık kısa dönem gebelik süresi ve 4 aylık beslenme süresini ile beraber 9 ay sonunda et tüketime sevk edilebilmektedir. Ama sığırlarda sadece gebelik 9 ay olduğu için 300 koyun teşvikini ağırlık verilmiştir. Eğer ki TİGEM in açıkladığı mera alanı, kaba yem üretimi, hayvan varlığı, barınak ve hayvancılıkla uğraşıyor olması gibi kriterlere önem vererek bu işi gerçekten yapacak çiftçilere ulaşırsa bu proje ülkemiz için çok faydalı olacaktır.